Durum kısa sürede Ankara’ya bildirilir. Ankara Hükümeti’nce Bulgaristan’a ihtar verilir ama Bulgar Hükümeti umursamaz.
Buna karşın Ankara’daki ilgili ve yetkililer çareler düşünmeye başlarlar. İşin içinden çıkamayınca konuyu bir kez de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sunmaya karar verirler ve konuyla ilgili olanlardan bir grup Çankaya Köşkü’ne çıkar, konuyu Mustafa Kemal’e arzeder.

Atatürk gelenlere;
“-Sizler ne düşünüyorsunuz?” diye sorar.

“-Bulgaristan’a ekonomik baskı uygulayalım.” diye bir cevap duyulur gibi olur.

Atatürk hafifçe tebessüm eder ve yaverine: 
“-Telefonu Bana verin!” diye talimat verir. Telefonu alınca da Donanmaya kesin bir emir verir.

Ertesi sabah, Yavuz zırhlısı İzmit’ten Varna’ya gider. Varna açıklarına demirleyince yüz bir pare top atışı yapar. Sahile yakın olan evlerin camları kırılır.

Bulgarlar bir an şaşkınlığa düşerler ve Yavuz zırhlısına görevlileri göndererek ne olup-bittiğini anlamaya çalışırlar.

Yavuz Zırhlısı’nın Komutanı Amiral gelen Bulgar görevlilere; 
“-İsmet Paşa’yı almaya geldim.” der.
Bulgar Hükümeti, İsmet Paşa’yı Sofya’dan Varna’ya, Devlet Protokolüyle ve zırhlı bir trenle getirir. Oradan da bando-merasimle Yavuz Zırhlısı’na uğurlar.

Uğurlama ekibi kıyıya dönmesine karşın Yavuz Zırhlısı’nın halen demirlediği yerde olduğunu ve birkaç top atışı daha yaptığını görünce; yeniden telaşlanırlar. Hemen bir ekibi Yavuz Zırhlısı’na gönderir ve bir sorun olup-olmadığını öğrenmeye çalışırlar.

Yavuz’un Komutanı Amiral, kırılan camların parasını sorar ve miktarı öğrendikten sonra parayı ödedikten sonra hareket eder ve İsmet Paşa’yı yurda getirir.

Derleyen: Cengiz Önal Tarakçıoğlu