• https://www.facebook.com/Atayurtyayinevi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905441604432
  • https://twitter.com/atayurtyayinevii
  • https://www.instagram.com/atayurtyayinevii
  • https://www.youtube.com/channel/UCsY1oU1zXjT-N59GjiSQDrQ
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle

Her yıl elbet yılbaşını kutlarız, sevdiklerimize hediyeler alır, çam ağacı süsler ve mutlaka gece 10’dan geriye sayarız.

             Saygıdeğer ATAYURT Okurları  sizlere yine bir TÜRK geleneğini hatırlatacağız… 

            Her yıl elbet yılbaşını kutlarız, sevdiklerimize hediyeler alır, çam ağacı süsler ve mutlaka gece 10’dan geriye sayarız. Bu geleneklerin hep Hristiyan ve Batı Dünyasından kültürümüze sokulan bir yozlaşma olduğu söylene gelir ancak geçmişe döndüğümüzde bunların sadece “GECE ile GÜNDÜZ” ün birer savaşı olduğunu ATALARIMIZIN bu savaşı yıl dönümü ve ay hareketlerine göre yorumladığını görürüz.

            Gelelim gece ile gündüzün savaşına…

Malumunuz 21 Aralık gün dönümüdür yani en uzun gece olur ve ardından günler uzamaya başlar.
22 Aralık ve bu günü takiben Ay yılı esaslı takvim kullanıldığı için ilk dolunayın çıktığı gün yeni yılın ilk günü olarak kabul edilir. Bu tarihlerde savaş, iş, anlaşma vb. tüm yaşam bir kenara bırakılır ve dolunay görünene kadar eğlence devam ederdi.

            Bu eğlence ve etkinlikler arasında, hediye ve şans simgeleri getiren AYAZ ATA’nın gelişi, Hayat Ağacı olarak anılan akçam ağaçlarından en gür ve güçlüsü seçilir ve süslenirdi. Akçam seçilmesinin sebebi ise hemen her hava koşulunda yeşil ve gür kalabilmesidir. Bu ağaç süslendikten sonra güneşin batışıyla meditasyon veya kısa bir totem yapılır ardından kopuz/dombra vb enstrümanlar eşliğinde dans edilir şarkılar söylenir ve kımız içilmeye başlanırdı. İşte bu gelenek Orta Asya’dan itibaren geçerli olan ve Avrupa’ya Attila ile geçmiş Hristiyan toplumlarda genel geçer bir adet olmuştur. Bu gelenek halen devam etmekte ve Nardugan Bayramı adıyla bilinmektedir.

            “Nar” ateş ve “dugan” doğan anlamlarına geldiğinden Nardugan “doğan güneş”, yani uzayan gün anlamında kullanılmış ve bu şekilde günümüze kadar gelmiştir. Tatarlar bu bayrama "Koyaş Tuğa», yani «Güneş Doğan» günü derler, Başkurtlar, Udmurtlar «Nardugan» veya «Mardugan», Mişer Tatarları «Raştua», Çuvaşlar "Nartavan» ya da «Nartukan», Zırizyalar «Nardava», Mokşalar «Nardvan" olarak bilirler.

            Yine YILBAŞI / YIL DÖNÜMÜ bayramlarında Atalarımız 3 bayramdan bahsetmektedir. Bir tanesi bahsettiğimiz NARDUGAN diğerleri ise Paktıgan ve Kosagan dır.

            PAKTIGAN, Bak/Bağ/Bah/Pak kökünden türemiş ve gözeten, kollayan, bolluk sağlayan anlamına gelmektedir. Bu yüzden PAKTIGAN bir BEREKET bayramı olarak kutlanır.

            KOSAGAN ise bahar şenliği ve NEVRUZ için yapılan bir bayramdır. Koruyucu ruh olan doğa anayı ve doğanın uyanışını simgeler bu yüzden NEVRUZ ile bağdaştırılmaktadır.

            Yine konumuza dönecek olursak, en başta sizlere NOEL ve Avrupa’dan bahsetmiştim, Noel sözü Fransızca “nouvelle” yani “yeni” sözü ile ilgili olduğu ve “Yeni Yıl” kavramının

Nardugan bayramından batıya geçtiği anlaşılıyor. Bu geleneğin Atalarımız sayesinde

Anadolu’ya taşınmış olduğunu da görüyoruz.

            Hemen Avrupa’ya tekrar dönecek olursak burada da bayramın devam ettiğini görüyoruz. Viking inancında Yggdrasil ağacı vardır ki, bu da Hayat Ağacı kavramının kuzey

Avrupa kültüründeki devamı olduğunu işaret ediyor. 

 

            Doç. Dr. Haluk Berkmen hocamız, Yggdrasil’i betimlerken bu ağacın sürekli yeşil kaldığı ve “urd” üzerinde durduğunu tespit etmiş, URD sözünün “ Yurd > Urd > Erde >Earth” sözleri arasında ilişki olduğunu ifade etmiştir.

 

            Sonuç olarak bu bayramın ve ağaç süslemenin noel veya Hristiyan inancıyla herhangi bir bağı söz konusu değildir. Tamamıyla TÜRK geleneğidir.

 

“Doğum, güneşin yeniden doğuşu”

Esen kalın.


Görkem Akçay
Genel Yayın Yönetmeni




2764 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Takvim
OKUR KİTABEVİ